30 Aralık 2008 Salı

across the stream


elsiane diye bi grup duydum yeni. duymadım adeta duyduruldum. sera'ya teşekkür ediyoruz burdan. teşekkürler sera! çok güzel pek naif. çok az björk, az massive attack, biraz portishead karışımı gibi geldi. size daha başka gelebilir. kızmam. albümlerinin adı da hybrid. dinleyin.

ben last.fm kullanmıyorum, arkadaş kullanıyorum.

18 Aralık 2008 Perşembe

Dear Science,


Bu albümü dinlerken bazen diyorum ki: İşte uzun zamandır dinlediğim en iyi albüm adamım! Dün bunu sesli de söyledim. Şimdi de buraya yazıyorum, düşün artık. Demek ki bi şey var!

ben last.fm'e kılım ama dinlemek isteyen olursa engel olmam.

15 Aralık 2008 Pazartesi

doremifasollasido




The Dø güzel grupmuş. A Mouthful albümleri pek bi şugar. Dinleyiniz.

14 Aralık 2008 Pazar

devendra

güzel bişi bu


courtesy of XLrecordings.bla bla.

13 Aralık 2008 Cumartesi

zooey



bu güzel hanım kızımız, güzel olması yetmiyomuş gibi bi de şarkı söylüyomuş. indie mindie, folk falan. bakıyoruz.

sarı saçlı bi fotorafını koydum diye şaşırmayalım. bildimiz zooey deschanel bu.

10 Aralık 2008 Çarşamba

fabrikeyşın



eren hanım pek bi mütevazi yazmış. yazdıkça açılır diyorum ben.


londra'da bir gece klübü var fabric adında. gitmek nasip olmadı ama, umudumu koruyorum. çok muhteşem bir mekan (bkz. sonic dancefloor). buraya çıkan adamlar da muhteşem zaten. radioactive man/andrew weatherall, swayzak, akufen, john digweed, ricardo villalobos, tiefshwarz, vs. bi tomar adam çıkıyor.

bir de şöyle bi olay var. bu canlı set'leri ya da daha sonradan mixlenen parçaları falan çeşitli albümlerde topluyo bu adamlar; Fabric ve FabricLive adı altında. En son Andrew Weatherall'a ait Fabric 19 albümünü dinledim, ve tavsiye edebilirim. hatta bu seriden çıkan bütün albümleri tavsiye edebilirim sanırm.
baya sağlam yahu. solid. sweeet. nays.

9 Aralık 2008 Salı

Get!

Bu aralar dinlediğim bi şarkıyı 5 kez ardarda dinliyorum, gittikçe azalan bi ilgiyle. Hem de öyle çok sevmesem bile. Hepsi de önceden dinlediğim şeyler, yani dinlemeyi bıraktığımda o şarkıyı toplam 823454 kez dinlemiş oluyorum. Tamamen sıkılınca birine tavsiye ediyorum ve başlarda yaşadığım heyecanı o insanda görünce allahım ne kadar da mutlu oluyorum! İşte müziğe olan ilgim ve sevgim bu aralar bundan ibaret.

hahahahahahah



güzel bi çalışma. denişik.

catchy


eren beni sattı arkadaşlar. bu saatten sora yazmaz o bence. gaza falan da gelmio. hiç yazmaz.

git gide bir genç kıza dönüştüğümü düşünüyorum. yemek yapmayı eğlence olarak görmek, ilişkilerde duygusallaşmak falan gibi şeyleri geçtim; interpol dinlemeye başladım lan!
bildiğin kız grubu. hangi kıza interpol dediysem bu güne kadar ya da herhangi biri interpol dediyse bi kıza, kız kişiden gelen tepki hep "paul banks!" olmuştu. ben de senelerce "mıy mıy söylüyo lan adam. yoksa güzel müzik yapıolar" diye tepki göstermiştim kim dinletmeye çalıştıysa. için için kıskanıyomuşum meğer adamı lan! baktım bizim kızlarda gözü yok adamın kıskanmayı bıraktım.

our love to admire albümünü dinliorm loop'a alıp. aslında heinrich manuever'ı loop'a alıp dinliorm sadece. esir etti lan şarkı. kafamda çalıo sürekli.
dinleyin. esir olun.

8 Aralık 2008 Pazartesi

üçün-beşin hesabını yapmam


portishead'in third diye bir albümü var bi kaç ay önce çıkan.
pek bi güzel albüm.
yaz sonunda istanbula gittimde tanıştım bu albümle de.
arkadaşımın evinde salonda uyuyodum. sabah 7de uykuya daldığım için, saat 10da açılan laptop, çalan müzik ve hazırlanan kahvaltı masası bana rüya gibi gelmişti. şarkılar hep birbirine girmişti. ve ben bu albümü daha önce dinlemediğim için ama beth gibbons'ın sesini tanıdığım için rüyamda distort edilmiş bir portishead albümü dinliyodum.

bi de şöyle bi durum var. ben her bi grup ya da sanatçıyı dinlemeye başladığım zaman onlar hakkında internette araştırma yapıyorum. fotoraflarına bakmak gibi ya da nereliymiş bu çocuklar gibi amaçlar için. beth gibbons'ın fotoraflarına bakmamıştm uzunca bi süre. sanki tipi, sesine oturmıycakmış gibi geliyodu. büyüsü kaybolucak gibi.
netekim 2 sene önce baktm bi fotorafına.
ve oturmadı. ah.

5 Aralık 2008 Cuma

piç



eren hanım pek bi meşgul gibi. kendisine ulaşılamıyor pek. o yüzden ben size didaktik bilgiler ve çeşitli anektodlardan oluşan bir post sunayım:

bastard pop diye bi genre varmış müzikte. bildiğimiz mash-up ile aynı şey sanırım aslında. avrupai versiyonu. geçen sene yılbaşında ilk defa dinlediğim 2 Many DJ's için kafamdan geçen "ne yapıyo lan bu adamlar? alıp şarkıları mix'liyolar sürekli. böyle böyle set yapıyolar bisürü. bi adı var mı acaba bu türün?" sorusu üzerine bulduğum bi bilgi bu da. güzel çocuklar bu 2 Many DJ's. As Heard On Radio Soulwax Pt.2 albümü her partide bi kez çalınabilcek bi albüm. dinleyin. hoplayın.

4 Aralık 2008 Perşembe

nedir?



şimdi hepimiz müzik dinleyen insanlarız.
"ne tür müzik dinliyosun?" gerzek sorusuna muhteşem bi insan olduğumuzun sinyallerini veren "yeaa her tür müzik dinliorum. bazen orhan gencebay dinliyorum bazen metallica ile kafa sallıyorum." gibi çok kuul cevaplar verebiliyoruz. normal şeyler bunlar.

bu blogun olayı ise;
1) biz ne dinliyoruz? neden dinliyoruz? ne kadar sevdik? bu bize ne çağrıştırdı? gibi sorulara cevaplar (çünkü duygusal ergenleriz), levent ne yemek yaptı gibi meraklar, gnctrkcll'in bi alana bi beleş kampanyasından yararlanarak hangi filmlere gidiyoruz gibi açıklamalar,
2)eren hanımın boş durmaması temennisidir.
(1.neden burda eren hanıma ithafen yazılmıştır zaten. blog okuyan sana söylüorum gelinim sen anla. gibi.)


ilerde bambaşka şeylere dönüşebilir bu blog. ikimizden biri(!) bir müzik eleştirmeni olabilr. genel anlamda bi eleştirmen olabilir. hayır demeyiz. kıskançlık olmaz. ünlü olan diğerini yemeğe götürür falan. böyle şeyler. işimiz gücümüz yok evet. (benim var ama yapmıyorum.)
böyle.
ilk post'un sonlarına gelirken sözü eren hanıma bırakıyorum. şşt.